Kimi zaman güne başlamak için harika bir seçenek olan kimi zaman sevdikleriniz ile ettiğiniz sohbetlere en çok yakışan kahve tüm dünyada yaygın olarak tüketilen bir içecek. Peki ya siz kahvenizi nasıl içmeyi tercih edersiniz? Öğütülmesi, demlenmesi, sunumu ile eşsiz bir türk kahvesi mi yoksa yumuşak içimi, benzersiz kokusu ile nitelikli ithal bir demleme kahve mi?
Efsaneye göre kahve, 14. Yüzyılda Güney Etiyopya’nın yüksek yaylalarında keçilerini otlatan Khaldi adındaki bir çoban tarafından keşfedildi. Khaldi, keçilerinden birinin kahve meyvesini yediğini görüp tadına bakmış. Enerji verdiğini fark etmiş. Daha sonra kahve ağaçları, ilk kez Yemen’de görülmüş. 15. yüzyılda Yemen’deki Hristiyan din adamları gece boyunca çok okumak ve ibadet etmek için kahvenin verdiği zindelikten faydalanmışlar. Bu tüccarların ilgisini çekmiş ve devamında ticareti başlanmış. Kahve üretimi 17. yüzyılın sonlarına kadar yalnızca Yemenʼde yapılmış. Daha sonra ise Sri Lanka, Endonezya’nın Jawa Adası, Surinam, Brezilya, Jamaika, Küba Meksika ve Kolombiya’da üretilmiş ve buradan dünyaya yayılmış.
Kahve Çekirdekleri ve Türleri
Tüm dünyada yaygın bir şekilde tüketilen kahve, Brezilya başta olmak üzere tropikal iklimi olan ülkelerde yetişmektedir. 4 ana çeşit altında toplanması gerekirse; Arabica, Robusta, Liberica ve Excelsa.
- Arabica: En yüksek oranda üretilen çekirdek türü olan Arabica, kahve üretiminin neredeyse %75’ini oluşturmaktadır. Bu türdeki kahve çekirdeklerini az miktarda alıp kısa sürede ve mümkün olduğunca sıcak ve sade tüketmek gerekiyor. Rakımı 600 metrenin üzerindeki mineral zengini topraklarda üretilen Arabica kahve çekirdekleri; daha tatlı, içimi yumuşak, aromalı, asidite oranı yüksek bir yapıdadır. Mornin’in tüm kahve çekirdekleri %100 Arabica’dır.
- Robusta: Arabica’ya göre yetiştirilmesi daha kolay ve kafein oranı daha yüksek olan Robusta ise sert ve güçlü kahvelerin yapımında kullanılıyor. Günümüzde üretilen kahvelerin önemli bir miktarı Robusta kahve olup daha alçak bölgelerde daha kısa sürede yetişiyor. Brezilya ve Vietnam’da çoğunlukla Robusta türü kahve üretiliyor. Eğer içtiğiniz kahvenin tadı uzun süre damağınızda kalsın istiyorsanız Robusta kahve çekirdeklerini tercih edebilirsiniz.
- Liberica: 1890’lı yıllarda dünya Arabica stokunun %90’ının tükendiği bir dönemde kullanılmış olan Liberica, Filipinler kökenli. Kahve çekirdeği daha büyük olan Liberica, lezzet ve aroma olarak ise daha isli ve yavan.
- Excelsa: Yoğun bir aromaya sahip olan Excelsa, çoğunlukla Güneydoğu Asya’da yetişiyor. Liberica’nın bir alt türü olmasına rağmen ondan büyük farklılıklar gösterdiğinden ayrı bir çekirdek türü olarak kabul ediliyor.
Size en uygun kahve tadını bulabilmeniz için mutlaka kavrulma derecelerine ve tekniklerine de bakmalısınız.
- Kavrulmamış, Yeşil Kahve (Sıcaklık: Oda sıcaklığı, 25 derece): Soluk yeşil ya da kahverengi bir renge sahip olan bu kahve çekirdekleri tüketime uygun değildir.
- Isınmış Kahve (Sıcaklık: 165 derece)
- Cinnamon Roast (Sıcaklık: 196 derece): Kahve çekirdeğinin tüketilebilir olduğu ilk seviye, cinnamon roast seviyesidir. Kahvede çimensi bir tat vardır ve kahve çekirdeği henüz tam kavrulmamıştır, asiditesi yüksektir.
- Light Roast / American Roast (Sıcaklık: 205-210 derece): Kahvenin rahatça tüketilebilir ve profesyonelce kullanılan kavrulma seviyesidir.
- City Roast / City Plus Roast (Sıcaklık: 219-221 derece): Bu seviyede kahvenin özgün ve yöresel tatlarını alabilir, kavurmanın getirdiği o isli ve kavruk aromayı da almaya başlayabilirsiniz. Birinci çatlama tamamlanmıştır.
- Full City ve Full City Plus Roast (Sıcaklık: 221-226 derece): Birçok ticari kahve zinciri, kahve çekirdeklerini bu seviyede kavurmaya özen gösterir; çünkü bu seviye kavurma kötü tatları maskeler, daha isli bir tat sunar.
- Vienna Roast (Sıcaklık: 226-229 derece): Kahvenizin daha az asidik olmasını istiyorsanız ve daha isli, kavruk tatlar hoşunuza gidiyorsa, bu seviyede kavrulmuş kahve çekirdeklerini tercih edebilirsiniz. Özgün ve yöresel tatlar daha az alınır, kavurmanın getirdiği tatlar daha yoğundur.
- French Roast (Sıcaklık: 229-237 derece): Asidite oldukça düşüktür, yöresel ve özgün tatlar yok denecek kadar azdır, kavruk ve isli tat yoğundur.
- Italian Roast (Sıcaklık: 237 derece): Kahvenin yanmış halidir. Tüketilemez.
Tüm bunların ışığında, kahvenizde ekşimsi bir tat arıyorsanız az kavrulmuş kahveyi, kahvenin özgün ve yöresel tadını alabilmek adına orta kavrulmuş kahveyi, İsli ve kavruk bir tat arıyorsanız çok kavrulmuş kahveleri tercih etmelisiniz.
En çok tercih edilen kahveler ise şu şekilde:
Brezilya: Minas Gerais, San Paulo, Bahia ve Espirito Santo’da çoğunlukla yetiştirilen Brezilya kahve, yumuşak içimli, asiditesi düşük ve fındık-tarçın aromalarına sahiptir.
Kolombiya: Kuzey, Merkez ve Güney bölgeleri olmak üzere üç bölgede yetiştirilen Kolombiya, fındık ve çikolata aromalarına sahip yumuşak içimli ve asiditesi orta seviyede olan bir kahvedir.
Etiyopya: Yirgacheffe, Sidamo ve Limu kahvesi olmak üzere 3 çeşidi vardır.
Yirgacheffe, çiçek aromasının daha baskın olduğu tatlı bir lezzettir.
Sidamo kahvesi, orta ile yüksek arası bir asiditeye sahip olup hafif içimlidir. Badem ve meyve aromaları daha baskındır.
Limu kahvesinin ise asiditesi düşük, çiçek ve meyve aromaları daha baskındır. Hafif içimli bir kahve çeşididir.
Endonezya Kahvesi: Asiditesi orta seviyede olan Endonezya kahvesi, çikolata ve meyve aromasına sahiptir.
Afrika: Meyvemsi aromalara sahip olan bu kahve türü dolgun ve yoğun aromalıdır.
Kenya: Kenya kahvesi genellikle turunçgiller aromasına ve keskin bir tada sahip, asiditesi yüksek bir kahvedir. Kenya kahvesinin E (Elephant), PB (Peaberry) ve AA kahvesi olarak 3 çeşidi vardır.
Guatemala: Guatemala, yumuşak içimli ama hafif asitli bir kahvedir. Çoğunlukla baharat veya kakao aromalarına sahiptir.
Son olarak, harika kahvelere erişmek için Mornin’in çekirdeklerine göz atmayı unutmayın! 🙂